Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, internet düzenlemesiyle ilgili olarak, “Avrupa Konseyi’nin değerler sisteminde internete yasak getirmek istemiyorsak Avrupa İnsan Hakları içtihatına uygun olarak çıkartmak zorundayız. Bütün yapılacak şey yetkiyi TİB’den almak ve 24 saat içinde karar verecek bir yargısal mekanizmayı kurmak” dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından Ramada Otel’de düzenlenen olağan toplantısı öncesi gazetecilere açıklamada bulundu. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun atamaları ve yetkilerin devredilmesiyle ilgili Feyzioğlu,, “Nasıl yaptılar nasıl ettiler onları bilemeyiz. Ama biz HSYK’nın tarafsız ve bağımsız bir kurul haline gelmesi için Anayasa değişikliği taslağımızı verdik. Burada doğru soruyu sorarak işe başlamamız lazım. Malesef siyasetçiler doğru soruyu sormuyorlar. ‘Yargıyı nasıl tarafsız, bağımsız kılarız’ sorusuyla başlangıç yapmalıyız. Önümüzde Venedik kriterleri, Avrupa Konseyi’nin değerler sistemi var. AB var. Kopenhag kriterleri var. Bütün bunları alt altta koyduğumuzda Türk hukukunun, Türk Anayasa hukukunun çok ciddi bir birikimi de var. Bu işi nasıl hakimleri savcıları nasıl bağımsız kılarız noktasından alırsak. Sizleri temin ederim bir haftalık iştir. Ama nasıl bağımlı kılarız diye uğraşırlarsa o zaman tabii ki anlaşılamaz” dedi.
İnternetteki düzenlemeyle ilgili Feyzioğlu şunları söyledi:
“Biz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘e yasayı veto etmesi için resmi çağrıda bulunduk. Bizimki görüşlerimizi arz eden bir dilekçedir. Bunun Cumhurbaşkanlığı katında incelendiğine eminiz. O dilekçede özetle şunu söyledik. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2012 tarihli kararında ne yapılması gerekir diye yazıyorsa bu yasada tam tersi yapılıyor. Avrupa Konseyi’nin değerler sisteminde internete yasak getirmek istemiyorsak Avrupa İnsan Hakları içtihatına uygun olarak çıkartmak zorundayız. Son derecede kolaydır bu. Bütün yapılacak şey yetkiyi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) almak ve 24 saat içinde karar verecek bir yargısal mekanizmayı kurmak. Bu kadar basit bu. Ama bunu yapmak yerine TİB Başkanını asıl yetkiyi verip ondan sonra, ‘Bunu yargıya sunsun, yargıda duruşma yapmadan karar versin’ dediğinizde bu şu demek; olayların ezici zaten gündem sıcağı sıcağınayken verilmesi gereken haberler sansürlenecek demek.”
Demokratikleşme paketiyle ilgili çalışmalara başlandığını ifade eden Feyzioğlu, “Hükümet tarafının sunduğu demokratikleşme paketi olarak adlandırılan teklifi biz halkın beklentilerini, hukukçuların beklentilerini karşılayacak şekilde zenginleştirecek önerimizi de somut olarak yazdık. Bunları da yarın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hem siyasi parti liderleriyle paylaşacağız. İhtiyaç olursa kendileriyle görüşürüz” dedi.
‘GİZLİ TANIK VE TELEFON KAYITLARI’
Feyzioğlu, dilekçenin içinde yer alan bilgilerle ilgili şunları söyledi:
“Gizli tanıklığın kaldırılması lazım. Gizli tanıklık bu şekliyle dünyanın hiçbir ülkesinde kullanılmıyor. Bizim gizli tanıklığı Türk hukukundan kazımamız lazım. Ayrıca TAPE telefon kayıtlarına dayanan başka hiçbir delil olmaksızın mahkumiyet kararına izin veren başka hiçbir demokratik ülkede yer yoktur. O zaman telefon dinleme kayıtlarının sadece yan delil olmasını sağlamamız lazım. Polis malesef şu uygulamayı yapar dinler dinler ondan sonra kes yapıştır modeline başlar. Araları keser istediği kısmı birleştirir. Öyle bir birleştirme ortaya çıkar ki onu okuduğunuzda siz bile dinlediğinizde vay ben neler demişim dersiniz. Sadece telefon kayıtlarıyla mahkumiyet çağdaş dünyada olmaz.Salt telefon kayıtlarıyla mahkumiyetin önüne geçmeliyiz. Çok basit değişikliklerdir. Yeter ki demokratikleşme isteyelim.”
İSA AKAR-ALPARSLAN ÇINAR
Feyzioğlu ‘Gizli tanıklığın kaldırılması lazım’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder